Estepark zayıflama izmir ,estetik , güzellik,ayak bakımı, epilasyon, bölgesel incelme, solaryum, alsancak izmir

Sağlıklı Beslenme

Unutmayın kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürmenin birinci şartı yeterli ve dengeli beslenmektir.

Ömrünüz boyunca sağlıklı alışkanlıklar size kaliteli bir yaşamın kapılarını açacak. Erken yaştan itibaren beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde ileriki yaşlarda ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşılabilir.

Sağlıklı Beslenme İçin Önemli İpuçları!

Her öğün taze sebze-meyve tüketin. En iyi mineral, vitamin, posa ve fonksiyonel bazı moleküllerin (flavanoid, lykopen gibi) kaynaklarıdır. Bedenin hastalıklara karşı direncinin oluşmasında önemli katkıları vardır.

Farklı sebze ve meyveler, farklı miktarlarda ve türde vitamin ve besin öğesi içerir. Kanserden korunmada, vücudun hastalıklara karşı bağışıklığını güçlendirmede, toksik maddelerin oluşumunu önlemede olumlu birçok etkileri vardır. Değişik renk ve türdeki meyve ve sebzeleri tüketerek bütün bu olumlu etkilerinden yararlanabilirsiniz.

Tam taneli tahıl ürünlerini tüketin. Besin değeri yüksek, vitamin-minerali kaybolmamış, daha fazla posa içeren tam taneli tahıllar; koroner kalp hastalığı, bağırsak hastalıkları ve bazı kanserlere karşı koruyucudurlar. Kan şekerini hızla yükseltmezler ve bu özellikleriyle oluşabilecek insülin direnci ve tip 2 diyabeti önlemede yardımcı rol oynarlar. Tokluk hissinin uzun sürmesi ve düzenli barsak çalıştırması sayesinde de her öğün tüketilebilecek önemli bir enerji kaynağıdır.

Lifli besinleri tercih edin. Lif diğer bir adıyla posa besinlerin barsakta sindirilmeyen ve emilmeyen kısımlarıdır. Posa içeren besinler düşük yağ ve enerji içerir. Şişmanlık, barsak kanseri, hemoroid, kabızlık, diyabet, kalp hastalıklarından korunmada önemli rol oynar. Yetişkin birey günde 25-30 gr. posa almalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken konu, posanın besinler yolu ile alınmasıdır. Posa içeren tabletler besinlerdekinin yerini tutamaz. Bunun için kuru baklagilleri, taze sebze ve meyveleri tüketmeniz yeterli olacaktır.

Sağlıklı yağları seçin. Günlük enerjinin %25-30’unu yağlardan almamız gerekiyor. Doymuş yağlar kalp hastalığı riskini arttırırlar. Bu nedenle zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçek yağı, soya yağı, kanola yağı gibi içinde tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri bulunan yağ türlerini kullanabilirsiniz. Yağda kızartma yönteminden kaçının.

Şekeri hayatınızdan tamamen çıkarın eğer yapamıyorsanız mutlaka çok çok az şeker ve şekerli besin tüketin. Besinlerdeki şeker iki önemli kaynaktan sağlanır. Biri doğal olarak besinden gelir. (meyve ve süt şekeri gibi) diğeri ise sonradan eklenen şekerdir. Sonradan eklenen şekerler boş enerji kaynağıdırlar. Fazla tüketimi şişmanlığın temel nedenlerindendir. Çay kahve gibi içecekleri şekersiz tüketmeye başlayarak ilk adımı atabilirsiniz.

Sodyum bir besin öğesi ve pek çok yiyeceğin doğal bir parçasıdır. Vücudumuzda sıvı dengesinin sürdürülmesi ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcıdır. Günlük gereksinimden fazla tüketilen tuz; hipertansiyon, osteoporoz oluşumu riskini arttırır. Hemen tüm besinlerde sodyum olduğu düşünülürse dışardan almamız gereken tuz ½ çay kaşığı kadardır.

Güvenli gıdaları tercih edin. Güvendiğiniz yerlerden besinleri satın alın. Ambalajı bozulmuş, etiketsiz, son kullanma tarihi geçmiş besinleri almayın. Besinleri hem hazırlarken hem de depolarken temizlik ve hijyene dikkat edin. Pişirdiğiniz yemekleri o gün içinde tüketmeye özen gösterin.

Yemeği çok kaliteli hammaddelerden yapabilir, sağlıklı yöntemlerle pişirebilirsiniz ancak, servis tabağınız iyi durulanmamış ve deterjan kalıntısı barındırıyorsa yediğiniz besin güvenli gıda sınıfına girmez.

Farklı kaynaklardan protein almaya çalışın. Kuru baklagilleri tahıllarla birlikte alırsanız proteininden daha çok faydalanabilirsiniz. Et, tavuk, balık, yumurta, süt, yoğurt iyi protein kaynaklarıdır. Her gün en az 1 öğününüzde 1 porsiyon et grubu besine yer vermek gerekmektedir. Kalsiyumdan zengin beslenin. Yeşil yapraklı sebzeleri, bezelyeyi, kılçığıyla pişirilmiş balığı ve tabi ki süt ve ürünlerini her gün dengeli bir şekilde tüketmelisiniz. Günde ortalama 2-3 bardak süt veya yoğurt tüketiminin beden yağlanmasının önlenmesinde önemli rol oynadığı yapılan çalışmalarda kanıtlanmıştır.

Fiziksel aktiviteyle beslenmenizi dengede tutun. Gereğinden fazla yediğinizi düşündüğünüzde veya bazı kaçamaklardan sonra mutlaka yürüyüş yapın. Bu sizin psikolojik yönden de rahatlamanızı da sağlayacaktır.

Spor yapmaya zamanınızın olmadığını düşünüyorsanız bilin ki egzersize ve spora en çok ihtiyacınız olan dönemdesinizdir.

Stres yaşamın kaçınılmaz olgusudur. İnsanoğlu için de yeni bir şey değildir. Yaşamın varlığını tehdit eden her olay strese yol açmaktadır.

Günümüzde hareketsizlik salgına dönüştü. Masa başı uzun süreli oturmak başta omurgamız olmak üzere genel sağlığımıza çok ciddi zararlar vermektedir.

Koşmak için yaratılmış olan insanoğlu oturarak sonunu hazırlıyor!

Bedenimiz artık yeteri kadar hareketli olmamanın bedelini ödüyor. Egzersizden kaçınma ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Çok değil sadece 100 yıl önce insanlar günde 10 km. yürüyorlardı. Bugün söz konusu mesafe ortalama 350 metreye düştü.

Birçok insan zaman sorununu bahane ederek sportif aktivitelere zaman ayıramadığından söz etmektedir. Oysaki spor, sağlıklı beslenme ile birlikte yaşam için zorunlu olan aktivitelerimizdendir.

Ancak 45 yaşını geçmiş kişilerin spor yaparken daha fazla dikkatli olmaları ve organlarımızı yormayacak spor yapmaları gerekir. En sağlıklı olanı düzenli ve tempolu yürüyüş yapmak. Koşmak, kondisyon çalışması yapmak gibi ağır sporlar özellikle diyet programında olanlarda kötü sonuçlara sebep olabildiğine dair çok örnekler yaşadık son yıllarda.

Hareketsizlik ve stres 45 bin farklı tıbbi hastalığa zemin hazırlıyor. Stres, gündelik yaşamda karşılaşılan olaylar sonucu hissedilen sıkıntı ya da zorlanma durumudur. Bir başka önemli konu ise kilo problemleridir.

Obezite günümüzde en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

Kilo verememe stresi veya sürekli değişen kilolar kişinin ruh halini ciddi oranda etkilemektedir.